SEVGİYİ ARTTIRAN ETMENLER...


Bir kişiyi iyi yönleriyle güzellikleriyle, değerleriyle görüyor ve tanıyorsunuz. İlk önce onu beğeniyorsunuz Beğeniniz artıkça, ona hayran olmayabaşlıyorsunuz. Düşüncelerinizdeki, akılınızdaki hayranlığınız damla damla gönlünüze akmaya başlıyor. Gönlünüz ona karşı ilgi duymaya başlıyor. Bu ilgi büyüdükçe ona karşı daha yakın olma, onun yanında olma isteği beliriyor. Demek ki beğenmeniz hayranlığa dönüşüyor aklınızda. Sonra gönlünüz devreye giriyor. İlgi yakın olma isteği ve sonra sevgi geliyor yavaş yavaş.Sevgi gelince sevdiğiniz kişiyi gönlünüzün bir parçası olarak görmeye başlıyorsunuz.Ona karşı özlem duyuyorsunuz.Onun derdi ile dertleniyor,sevinciyle seviniyorsunuz.Bir şarkıda Oturmuş oyun oynar ,ciğerimin köşesi diyor.Sevgilisini ciğerinin köşesi olarak görüyor ve onun yanında bile ona hasretlik duyuyor.Bir şiirde ne güzel söylüyor. Ben ta senin yanında bile, hasretim sana . Sevenin sevdiğine elini dokunmayı istemesi, onu kucaklamak istemesi, en doğal duygudur. Sevdiğiniz bir çocuğu okşamak,kucaklamak istemezmisiniz.
Evlat sahibi olmak, evladı sevmek bir başka eğitici etken oluyor, sevgi konusunda. Orada araya merhamet, acıma duyguları da giriyor. Öylece gönüller eğitiliyor, sevgi yolunda adım adım yol alınıyor. Sonra bir gün geliyor, en ideal, en yüce sevgiye ulaşılıyor: Herkesi ve her şeyi, her zaman, her şart içinde sevmeye başlıyor insan. Böyle bir evrensel sevgiye ulaşabilmesi için gönlün öncelikle, sevginin kaynağının, herkesi ve her şeyi Sevgisinden Vareden’e yönelmesi, onu tanıması, O’nun la gönlün alışverişe başlaması gerekiyor. O’nu gönülden tanıyan, gönlünde O’nunla alışverişe başlayan, her şeyi O’nun eseri olarak görüyor, her şeyi O’nunla birlikte seviyor.
O yüce sevgilere varmadan önce, bir kişiyi sevmede, onun gönlüne girmeye başlamada, tanımanın, düşünmenin, ilginin, hayranlığın yanında, bu duygu ve düşüncelerin dille söylenmesi de çok önemlidir. Gönülden sevdiğinizi, onu beğendiğinizi söyledikçe hem onun sevgisine yol açıyor, hem de kendi sevginizi pekiştiriyorsunuz. Onun değerini övdükçe, onu yücelttikçe, hem o,sizden destek görüyor, hem de siz kimi sevdiğinizi, ne değerli bir kişiyi sevdiğinizi bir kere daha idrak etmiş oluyorsunuz. Sevginiz gerçekse, içtense ona bir şeyler yapmak, bir şeyler vermek istiyorsunuz. Bu da onu sevildiğini belli ediyor, aradaki gönül alışverişi biraz daha artıyor.
Tek taraflı sevgi, eğer bir tutku haline gelmemişse, bir süre sonra yavaş yavaş azalır ve söner. Sevgi sevgiyle beslenir, sevgi sevgiyle büyür, sevginin gıdası saygı ve yine sevgidir. Yapılan her çeşit fedakarlık aslında sevginin gereği olarak, gönlün coşkusundan, gönlün zenginliğinden kaynaklanan taşmalardır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder